الأربعاء، 17 يوليو 2013

MUSUL ÜNİVERSİTESİ MUSUL BÖLGESEL ÇALIŞMALARI MERKEZİ BAŞKANI PRF . DR. IBRAHIM HALİL AL-ALAFF İLE YAPILAN RÖPORTAJ



 
http://www.dr-ibrahim-al-allaf.com/images/gfbfgb.png 

http://www.orsam.org.tr/tr/Images/orsamkonuklist.jpg

MUSUL ÜNİVERSİTESİ MUSUL BÖLGESEL ÇALIŞMALARI MERKEZİ BAŞKANI PROF. DR. IBRAHIM HALİL AL-ALAFF İLE YAPILAN RÖPORTAJ

ORSAM: ORSAM okuyucuları için kendinizi tanıtabilir misiniz?

Prof. Dr. İbrahim Halil El-Alaff: Benim adım Prof. Dr. İbrahim Halil El-Alaff, Musul Bölgesel Çalışmaları Merkezi Başkanı ve modern tarih profesörüyüm. Hoş geldiniz ORSAM'dan Sayın Nebahat. Sayın Hasan Kanbolat ve bu merkezdeki kardeşlerimiz ve arkadaşlarımız, çok yakın arkadaşım Habib Hürmüzlü'ye teşekkür etmek istiyorum. Geçen sene merkezinizi ziyaret etmiştik. Sürekli olarak web sitenizi takip ediyorum. Dün Suriye-Türkiye ilişkileri ile ilgili bir makalenizin çıktısını aldım mesela. Daima ORSAM'la temaslarımız sürüyor ve onlarla birlikte çalışıyoruz. Sonraki toplantının Musul veya İstanbul’da düzenlenmesini arzuluyoruz, çünkü Irak ve Türkiye arasında gelişen ilişkiler ışığında incelenmesi gereken birçok konu var.

Geçen sene Ankara'da düzenlenen sempozyumdan bahsettiniz. Geçen sene Türkiye’de ve bugün Musul’da düzenlenen ve gelecekte düzenlenmesi planlanan sempozyumlarla ilgili bize kısa bilgi verebilir misiniz?

Bu konferans Irak ve Türkiye'de yatırım, ekonomi, su, bilimsel alanda işbirliği ve üniversiteler konusunda hem Türkiye hem de Irak'lı uzman arasında uzlaşıyı derinleştirmeye yardımcı olacaktır. Bu tür ilişkiler geliştirirken, bu konuda bize yardımcı olacak ortak bir uzlaşı sağlamak için birlikte oturmalı ve görüşmeliyiz.

Bugün bu sempozyum aracılığıyla, birçok akademisyen, entelektüel ve uzman bir araya gelme ve fikirlerini paylaşma fırsatını buldu. Benzer bir şekilde işadamlarını da toplamayı planlıyor musunuz?

Evet, yalnızca bilim adamları değil, aynı zamanda tüccar, iş adamı, profesyonel ve çiftçi ve öğrenciler dahil elinde sermaye bulunduran herkes için benzer toplantılar yapmalıyız. Bu tür ilişkileri resmi çerçeve sınırlamamalıyız. Diğer gruplar arasında da ilişkiler geliştirmek istiyoruz. Bu her iki milletin bir araya gelmesine yardımcı olacaktır. İlişkilerin resmi temaslarla sınırlanması bizim için yeterli olmayacaktır. İnsanlar arasında işbirliğini sağlamalıyız.

Halklar arasındaki ilişkileri geliştirmeyi amaçladığınızdan bahsettiniz. Bu noktada, Irak ve Türkiye halkları arasında popülariteyi artırmak için ne tür projeleriniz var?

Bu projeyle Irak ve Türkiye arasındaki mevcut durum ve ilişkilerle ilgilenen üniversitelerdeki metinler ve müfredatın yeniden gözden geçirileceğini düşünüyorum. Irak ve Türkiye'den gelen tarihçiler bu müfredatı oluşturmak için bir araya gelip, her iki ülke için uzlaşı sağlamaya ve bu tür ilişkiler geliştirilmesine inanan yeni bir nesil yaratmaya yardımcı olacak yeni bir müfredatta karar kılabileceklerdir.

Projeleriniz Türkiye ve Irak arasında ilişkileri geliştirmeyi amaçlıyor. Bu konuyla ilgili Türkiye'den beklentileriniz nelerdir?

Öncelikle bahsettiğim bu müfredatı hazırlamak için, özellikle de Irak tarihi ve coğrafyasıyla ilgili ORSAM'ın yardımlarına ihtiyacımız var. İlişkilerin geliştirilmesine engel oluşturan tüm olumsuz noktaları ve yan etkileri ortadan kaldırmak için Türk tarih ve coğrafyası hakkında bir kitap hazırlayacağız. Öğrencilere, üniversite ve okullardaki çalışanlara Türkiye'de ortak bir tarih, iyi komşuluk ilişkileri ve olumlu davranışlara dayanan kardeşleri olduğuna inanmalarında yardımcı olmalıyız.

2000'li yıllar bölgede birçok değişikliği yanında getirdi. Tüm bölge hızlı ve keskin bir değişin süreci içinde. Bu bakımdan Türkiye ve Irak arasında gelişen ilişkileri bir uzman olarak nasıl yorumluyorsunuz?

Irak Türkiye ilişkileri şu anda iyi. Türkiye dış politikası konusunda mutluyuz. Özellikle Ahmet Davutoğlu görevi üstlendikten sonra, bu arada “Stratejik Derinlik” adlı kitabının Arapçasını okuduğumu belirteyim, ilişkiler gelişmiştir. Kitabı ve politikaları Irak ve Türkiye arasında sıfır sorun politikasıyla Arap ülkelerine olumlu bir uzlaşı aşılıyor ve Türkiye için olumlu bir tutum oluşturmaya çalışıyor. Bunun yalnızca resmi ilişkilerle kalmayıp, aynı zamanda örneğin eski dilde Türkiye'ye benzerliğinden dolayı “Küçük İstanbul” denen Musul'daki aktif siyasi güçlere de yardımı dokunacaktır. Musul 1517'de Osmanlı Devleti'nin girdiği ilk şehir ve ayrıldıkları son şehirdir. Musul'un Türkiye ile ortak bir tarihi var, Mardin Nusaybin gibi birçok Türk şehri Musul'un kardeş şehridir.

Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.


* Bu röportaj 29 Haziran 2011 tarihinde ORSAM Ortadoğu Uzman Yardımcısı Nebahat Tanrıverdi O tarafından Musul’da düzenlenen “Irak-Türkiye İlişkileri: Müşterek Tarihten Sürdürülebilir İşbirliğine” Sempozyumu sırasında gerçekleştirilmiştir.

   
   
   

 07 EYLÜL 2011





ليست هناك تعليقات:

إرسال تعليق

صلاة الجمعة في جامع قبع - الزهور -الموصل

                                                                    الشيخ نافع عبد الله أبا معاذ   صلاة الجمعة بسم الله الرحمن الرحيم :...